❤️🔥 Peki Ya Şimdi Kitap Özeti
Küçük Bir Kitap.. Ya da İnsanlığa Büyük Bir Miras.. tarafından Kübra Çoban. İnsan sadece kendi mutluluğunu, iyiliğini isterse kısacası bencillik yaparsa mutlu olabilir mi? peki mutsuzken, tüm ümitlerin yitirildiği, hayattan beklenti kalmadığında, yaşamanın anlamı kalır mı?
Gözyaşı dökmesine dahi izin vermeyen bu gizlemeden hoşlanmıyorum. Oyuncağını kaybetse ağlardı oysa. Şimdi annesi kayıp, babası kayıp, abisi, ablası, kardeşi belki onlar bir aradadır da kayıp olan kendisidir. Aynı dili konuştuğu insanları kaybetmiş, oyun oynadığı parkı Şimdi bir anlamlandırma çabasında.
Kitapyine Pegasus yayınlarından çıkmış. Rita Falk'un kitap isimlerine de kitap tasarımlarına da bayılıyorum açıkçası. O an ne kadar moralim bozuk olursa olsun ya da ne kadar yorgun, mutsuz vs olursam olayım kesinlikle kendimi mutlu hissediyorum, kitaplarını elime aldığımda.
PekiYa Şimdi Kitap İncelemeleri. Peki Ya Şimdi kitabı Pucca isimli yazarın en popüler kitaplarından birisidir. 216 sayfaya sahip olan bu kitap okurlarının karşısına birbirinden ilginç konularla çıkıyor. 2019 yılında İndigo tarafından basıma girmiştir. Kitap şimdiye kadar 1222 kişi tarafından okunmuştur.
Dolayısıyla “peki ya şimdi ne olacak” sorusunu bütün aktörlerle konuşacağımız bir sohbet dizisine başladık.” Türkiye İnşaat sektöründeki farklı aktörleri Youtube kanalında ağırlayan ekip, karantina sürecinde sektörde yaşananları bu sohbet dizisiyle belgeledi.
Besim TİBUK. Elinizdeki kitap ülkemizin önemli işadamlarından Besim Tibuk’la 2008 ve 2009 yılları arasında çeşitli tarihlerde yapılmış röportajlardan oluşuyor. Tüm dünyayı ve ülkemizi yaklaşık 1 yıldır saran küresel mali kriz herkesi ciddi biçimde tehdit etmekte. Çıkarılan işçiler, kapanan işyerleri
İmkânsızaşklara inananların şarkısı, Yaşar'ın eşsiz yorumuyla Daniska'nın ikinci albümü Keşke Meyhanesi'nin konuğu olduğu “Peki Ya Şimdi”nin video klibi siz
Kahve Kokulu Hikayeler, Yakamoz. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin. Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 52 adet hikayeden derlenen
Dolandırmadan söylemek gerekirse, bu kitap benden yalnızca 1 gün götürdü, katiyen bir şey katmadı. Günlük olduğu için fazla edebi bir dil zaten beklemiyordum. Yine de en azından ilgi çekici bir dili olmasını bekliyordum. Yazılmak için yazıldığı belli olan, hamilelik üzerine kurulu bir kitap “Peki Ya Şimdi?”.
JwSRTD. Yaşarken Hiç Komik Değildi?Senden önce ne yaşadıysam, sana tecrübe olacak. Ben yaşadığım hiçbir şeyden utanmadım. Ama seni utandırmaya çalışacaklar... Hepsini göğüsledim, kendi hayatımı savunmayı bildim. Bunu da sana göstereceğim. İnsanların ne söylediğinin öneminin olmadığını anlayacaksın. Asıl önemli olanın, o an mutlu olup olmamanla ilgili olduğunu tam da bu yaşam felsefesiyle kalplerimize dokunmuştu PuCCa…Şimdi ise o bir anne! Ama merak etmeyin; dobra diliyle bildiğini okuyan hallerinden hiçbir şey kaybetmedi. Bir de işin içine hormonlar girince, PuCCa’nın içine düştüğü durumlar hiç olmadığı kadar komik bir hal aldı!Blogger’ların kraliçesi PuCCa, heyecanla beklediğiniz, bir solukta okuyacağınız yedinci günlüğü Peki Ya Şimdi? ile karşınızda!Tanıtım Bülteninden
Peki Ya Şimdi? - Pucca Günlük 7 Kısa Özet Yaşarken Hiç Komik Değildi?Senden önce ne yaşadıysam, sana tecrübe olacak. Ben yaşadığım hiçbir şeyden utanmadım. Ama seni utandırmaya çalışacaklar... Hepsini göğüsledim, kendi hayatımı savunmayı bildim. Bunu da sana göstereceğim. İnsanların ne söylediğinin öneminin olmadığını anlayacaksın. Asıl önemli olanın, o an mutlu olup olmamanla ilgili olduğunu tam da bu yaşam felsefesiyle kalplerimize dokunmuştu Pucca…Şimdi ise o bir anne! Ama merak etmeyin; dobra diliyle bildiğini okuyan hallerinden hiçbir şey kaybetmedi. Bir de işin içine hormonlar girince, Pucca’nın içine düştüğü durumlar hiç olmadığı kadar komik bir hal aldı!Blogger’ların kraliçesi Pucca, heyecanla beklediğiniz, bir solukta okuyacağınız yedinci günlüğü Peki Ya Şimdi? ile karşınızda!
"'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin." Matta, 538-39. baplar “Bu olay derebeylik zamanlarında yaşandı. Her türden derebeyi vardı o zamanlar. Tanrı ve ölüm korkusu olan, insana merhamet etmeyi bilenler de vardı, hatırlamaya bile değmeyecek, köpek gibi olanlar da. Fakat en kötüleri, çamurun içinden çıkmasına rağmen prens olmuş gibi davranan, toprak köleleri arasından yükselip amir olanlardı! Herkes en çok onlardan çekiyordu.” Diyerek başlıyor hikaye. Köylülere eziyet eden bir kâhyayı anlatıyor. Burada ana karakter “kötü” bir insan. Kötülüğü ise hırsından geliyor. Yükselerek bir köye kâhya olmuştur. Ancak köylülere eziyet etmektedir. Kraldan çok kralcılık taslıyor diyebiliriz. “Kâhya eline gücü geçirir geçirmez köylülerin tepesine bindi. Onun da bir ailesi –karısı ve evli iki kızı- vardı, epey de para biriktirmişti Günaha girmeden, rahatça yaşayıp gidebilirdi, ama hırs dolu olduğundan günah batağına saplandı.” Kendilerine eziyet eden kahya Mihail Semyonıç'i öldürme planları yapan köylüler ve onları caydırmaya çalışan Pyotr Miheyev'in hikayesidir. "İnsan öldürmek kolay, ama kan ruhuna da sıçrar. İnsan öldürenin ruhu kanar. Kötü bir insanı öldürünce kötülüğü de yok ettiğini sanırsın, sonra bir bakarsın ki yok ettiğini sandığın kötülükten daha beteri senin içinde büyüyor." Kahya, köylülerle ilgili bilgi almak için uşağını görevlendirmiştir… “Böylece eğlenirken, uşağı döndü, efendisini selamladıktan sonra serflerle ilgili istediği bilgileri vermeye başladı. Michael “ee, tarlayı sürüyorlar mı?” Evet, neredeyse yarısını bitirmişler.. Yanlış bir şey yapmışlar mı? Hayır ben bir şey bulmadım, işi iyi yapmışa benziyorlar, belli ki sizden korkuyorlar. Toprak nasıl? Çok iyi, iyice yumuşamış görünüyordu Bir anlık duraksamadan sonra Simenoviç “ee, arkamdan neler söylüyorlar, eminim lanet ediyorlardır” dedi. Uşak biraz duraksadı, Michael ona konuşmasını ve tüm gerçeği anlatmasını emretti “ Bana hepsini anlat, tam olarak kullandıkları kelimeleri bilmek istiyorum, gerçeği söylersen seni mükafatlandırırım ama benden bir şey saklarsan cezalandırırım, baksana Katerina, şuna bir bardak votka ver de cesaretlensin” Efendisinin sağlığına içkiyi içtikten sonra uşak kendi kendisine “onu övmüyorlarsa benim suçum değil, gerçeği anlatacağım” dedi. Sonra kahyaya dönerek “Şikayet ediyorlar Michael Simenoviç, çok şikayet ediyorlar!” Dedi. Michael “ Tamam da ne diyorlar?” Söyle! “Şeyy, Tanrı’ya inanmıyor” diyorlar. Michael gülerek bunu hangisi söyledi? Diye sordu “Bu onların ortak fikri gibi, şeytana uymuş” diyorlar. Kahya çok hoş diyerek güldü “peki her biri ne diyor, Vasili ne diyor?” Uşak arkadaşlarına ihanet etmek istemiyordu fakat Vasili’ye karşı garezi vardı ve “O hepsinden çok size bela okudu” dedi. “İyi de ne dedi?” “Tekrarlaması çok korkunç, bir it gibi geberecek, tövbe etmeye şansı olmayacak” dedi “Hain herif, korkmasa beni öldürür, tamam Vasiliyle hesaplaşırız, peki Tişka ne dedi, eminim bana it demiştir” “Hepsi de sizden şikayet ediyorlardı, ama söylediklerini tekrar etmek bana güç geliyor” “Güç ya da değil söyle sen” “Bazıları boynunuzun kırılması gerektiğini söyledi” Simenoviç bundan çok hoşlanmış gibi kahkahayla güldü, “Kimin boynu kırılacak görürüz, bu Tişka’nın mı fikriydi? Arkamdan iyi şeyler söylemediklerini tahmin ediyordum ama bu kadar bela ve tehdit beklemiyordum ya Peter Mikayef o aptal da bana bela okudu mu?” “Hayır, o size hiç bela okumadı, aralarında sessiz olan tek oydu, Mikayef çok zeki bir köylü ve bazen beni çok şaşırtıyor, davranışlarına bütün köylüler şaşırdı” “Ne yaptı?” “Çok şaşırtıcı bir şey yaptı, özenle tarlayı sürüyordu, ona yaklaştığımda tatlı tatlı şarkı söylediğini duydum sabah demirlerinin arasında ışıldayan çok parlak bir şey gördüm” “Neydi o çabuk söyle?” “Küçük, 5 kapiklik Rus para birimi bir mumdu, parlak parlak yanıyordu ve rüzgar söndürmüyordu, Peter yeni bir gömlek giymişti ve bir yandan tarlayı sürerken bir yandan da ilahi söylüyordu ne kadar hareket etse de mum yanmaya devam etti, benim önümde pulluğu kuvvetle sarstı ama saban kulaklarının arasındaki muma hiçbir şey olmadı” “Peki Mikayef ne dedi?” “Dünyada barış ve iyi niyet olmalı” dedi ve sürmeye şarkı söylemeye devam etti, mum da daha parlak yanmaya devam ediyordu Şimdi Simenoviç gülmeyi bırakmıştı, gitarını da bir yana koydu, başını önüne eğip düşünmeye başladı, uşağı ve aşçıyı gönderdi, sonra da kendini yatağa attı, büyük bir kederi varmış gibi inliyor, içini çekiyordu, karısı gelip nazik bir sesle konuşmaya başladığında kadını dinlemedi ve bağırarak “Beni yendi, sonum geldi” dedi. Karısı kızgın kızgın “Ne demek istiyorsun?” diye sordu. “Gidip benim söylediklerimi yaparsan, tehlikede olmazsın, hadi Mişinka, senin için atı eğerleteyim” Atı getirdiklerinde kadın Mişinka’nın ata binmesine yardım etti ve serflerle ilgili söylediklerini yerine getirmesini istedi. Kahya köye vardığında, bir kadın girmesi için kapıyı açtı, kahyanın geldiğini gören tüm köylüler korkuyla oraya, buraya, bahçeye filan kaçmaya, saklanmaya başladılar. Sonra Michael öteki kapıya gitti, o kapı da kapalıydı atının üzerindeyken kapıyı açamayacağı için yardım istedi ama çağrısına kimse gelmedi. O da attan indi ve kapıyı kendisi açtı, fakat yeniden atına binerken ve bir ayağı üzengiye takılıyken, at birkaç domuzdan ürktü ve fırladı, kahya attan demir parmaklıkların üzerine düştü ve sivri parmaklıklardan bir tanesi midesine saplandı ve adam bilinçsizce yere yığıldı. Akşama doğru köylüler köyün kapısına gelince, atları içeri girmek istemedi, etrafa bakan köylüler, bir kan gölünün ortasında yatan kahyanın cesedini gördüler. Sadece Peter Mikayef attan inmeye cesaret etti, yüzükoyun yatan adamın yanına gitti, adamın gözlerini kapattı ve sonra onu bir arabaya koyup, evine götürdüler. Asilzade kahyasının başına gelen talihsiz kazayı ve yaptığı zalimlikleri öğrenince, serfleri serbest bıraktı, kendi arazisinde tarım yapmaları için çok küçük bir ücrete onlara kiraya verdi.” Ve böylece, köylüler tanrının gücünün kötülükle değil, iyilikle kendini belli ettiğini anladılar. “Musibete boyun eğersen, gün gelir musibet de sana boyun eğer.” öğüdünü hikâye içinde aktaran Tolstoy, “kötü” kâhyanın ibretlik sonunu da aktarıyor. Alt metin olarak ise “ilahi adalet” diyebileceğimiz bir son.
peki ya şimdi kitap özeti