🍹 Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı Ile Ilgili Kıssalar

Bunlar hep Resulullah efendimizin güzel huylarının bereketi ile oldu. (Zad-ül Mukvin) O halde, ey Müslüman! Sen de Resulullahın güzel huyları gibi ahlaklanmalısın! Hatta, Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanmak, her Müslümana lazımdır. Çünkü, Resulullah efendimiz, (Allahü teâlânın ahlakı ile huylanınız!) buyurdu. Bu bölümde her bir esmâ ete-kemiğe bürünüyor ve Peygamber Efendimiz (sav) üzerinde güzel ahlak olarak görünüyor.Esmâ Bana Ne Diyor: Bu pencerede esmâ bizi inşa ediyor. Her bir esmâ hatip oluyor biz de ona muhatap oluyoruz.Esmâ ile Dua: Bu pencere diğer pencerelerde işaret edilen fiilî duaları tamamlayan kavlî duamız oluyor. Cevap: Peygamberimiz 8s.a.v)in güzel ahlakla ilgili kıssaları. Desert Rose. Sıraya Riayet Edin. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Bir gün Hz. Resulullah (s.a.v) ayaklarının üzerine yorgan örtmüş ve istirahata çekilmişti. Bu arada Hasan su istedi. GİHO5.Sınıf Peygamberimizin Hayatı - Peygamber Efendimizin Şahsiyeti - Peygamber efendimizin hayatı - PEYGAMBER EFENDİMİZİN HAYATI Mustafa Toköz'ün seslendirmesiyle İslam'la ilgili merak ettiğiniz herşeyi kanalımızda bulabilirsiniz. 01 Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı - Sorularla GüzelAhlakı. PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN DUALARI PEYGAMBER EFENDİMİZİN ÇOCUKLARA OLAN İLGİSİ VE ŞEFKATİ Peygamberimizle İlgili Son yazılar. 7 Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Genel ağ, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatını ve ahlakını anlatan eserler vb. kaynaklardan, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) güzel ahlakı hakkında bir araştırma yapınız. konusunu kısaca ve uzun ele alacağız. Peygamber Efendimizin Temizlik İle İlgili Tavsiyeleri. “On şey fıtrat gereğidir: Bıyıkları kırpmak, sakal bırakmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını temizlemek, koltuk altı kıllarını gidermek, apış arasını temizlemek, istinca yapmak..”. Râvî “onuncuyu unuttum; ancak onun da PeygamberEfendimizin Dilinden Sahih Kıssalar Abdul Mennan Joulha Guraba Yayınları. Sahih kıssalar, cennet yolundaki müminin azığıdır. İslam düşmanları gençlerimizi yoldan çıkarmak, fuhşa bulaştırmak ve ahlaksızlığa düşürmek için çeşitli filmlerle ve hikâyelerle meşgul etmeye çalışıyorlar. Biz de Kur'an-ı vXiX5IO. Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı Peygamberimizin ahlâkının en önemli özelliği, ALLAH vergisi oluşudur. O bütün güzel vasıfları, çalışıp, emek verip, bir çaba sonucu kazanmış değildir. Onun ahlâkı ALLAH tarafından ihsan edilmiş, ikram edilmiştir. Yüce ALLAH onu insanların örnek alacağı kusursuz, eksiksiz ve seçkin bir şekilde yaratmıştır. O dünyaya gözünü açıp kapayıncaya kadar hep aynı huy ve ahlâk üzerinde yaşamıştır. Ondaki güzel vasıflar yaratılışında mevcuttu. Onu eğiten, edep ve ahlâkın en üstün özellikleriyle süsleyen Yüce Rabbidir. İşte bundan dolayı, onu kendisine örnek kabul eden insan, onu ne kadar taklit edebilirse, o kadar istifadesi fazla olur, o nurdan aldığı feyiz, o nisbette çoğalır. Peygamberimizin ahlâkının en belirgin özelliklerinden birisi de, insan yaratılışında var olan birbirine zıt ve ters huyları en mükemmel şekilde bağdaştırıp, bütün duyguların ideal noktasını bulmasıdır. Hiçbir şekilde aşırılığa kaçmadan, orta yola, doğruya ulaşmasıdır. Peygamberimiz, herkesin arzu edip de bir türlü ulaşamadığı en üstün değerleri ve olgunluğu mükemmel bir şekilde hayâtı boyunca ümmetine göstermiş, bütün insanlığın gözleri önüne sermiştir. Bazı anlar olmuş, en cesur bir fedai olarak, düşmanın kat kat üstünlüğüne hiç aldırmadan, binlerce düşmana tek başına meydan okumuştur. Ama bu halinde bile yumuşak kalpliliğini, merhametini geri bırakmamıştır. Meselâ bir savaş sonrası, öldürülmüş olarak gördüğü düşman çocuklarına o kadar acımıştı ki, düşman da olsa çocukların öldürülmemesi gerektiğini, çünkü onların suçsuz ve Cennetlik olduklarını haber vermişti. O, bütün insanlığın kurtuluşu ve İslâmın dünyaya yayılması gibi yüce bir gaye için zihnini yorarken; bu arada binleri bulan ve Arabistan'ın her tarafına dal budak salan ümmetinin halini ve işlerini düşünürken; çevresinde bulunan yoksul ve fakir Müslümanları hiçbir zaman unutmamış; kendi çoluk çocuğunu, onların eğitim ve ihtiyaçlarını da ihmal etmemiştir. Birincisini büyük görürken, öbürünü küçümsememiştir. Bu kadar ağır ve sorumluluk isteyen bir görev üzerinde bulunduğu halde, o yine kendisini Rabbine vermiş, günün büyük bir kısmını ibadet ve zikirle geçirmiştir. Kalbi her an ALLAH'a bağlıdır. Bu haliyle dünya ile ilişkisini kesmiş gibi görünse de, yine o dünyanın içindedir. Bütün işlerinde ALLAH'ın rızasını gözetmiştir. Peygamber Efendimiz, dâva arkadaşlarını gözü gibi korumuş, onlara ana-babalarından görmedikleri şefkat ve yakınlığı göstermiş, kendi şahsına yapılan kötülüğü affetmiş, intikam almayı düşünmemiştir. Kendisini öldürmek için tuzak kuranları yakaladığında serbest bı- rakmış, ama ALLAH düşmanlarını asla bağışlamamış, onların yakasını bırakmamıştır. İçi bozuk, dıştan Müslüman gibi görünen münafıkların kalbine devamlı Cehennem korkusunu vermiş, âhiretteki acı hallerini hatırlatmıştır. İslâm toprakları, güneyde Yemen'e kuzeyde İran ve Suriye sınırına dayandığı sırada Peygamberimiz, Arapların sultanı, Arabistan'ın hakimi idi. Savaş sonrası düşmanın bırakıp gittiği mallar ve ganimetler mescidin içini doldururken, en kıymetli mallar Müslümanların eline geçtiği halde, yine o kuru bir hasır üzerinde yatacak kadar engin ruhlu; içi ot dolu bir yastığa yaslanacak kadar mütevazı; her türlü imkân mevcutken, açlık sıkıntısı çekecek kadar kanaatkar ve tok gönüllü idi. Hz. Ömer'in "Bizans kralı ve İran şahı dünya nimetleri içinde yüzerken, Resulullah kuru hasır üstünde yaşıyor" diyerek ağlaması üzerine, Sahabîsinin gönlünü hoş tutan yüce Peygamberimiz "Yâ Ömer, varsın, Kisra ve Kayser dünya nimetlerinden zevklerini alsınlar, keyif sürsünler. Âhiret nimeti bize yeter" diyerek tevekkül ve rızasını dile getiriyordu. Peygamberimizin ahlâkı bir meleke halindeydi, öz olarak mevcuttu. Güneş nasıl ışık saçar, çiçekler nasıl rengi ve kokusuyla ortalığı Cennete çevirip burcu burcu kokular saçarsa; ağaçlar nasıl türlü türlü meyveler verir, yaratılışlarında var olanları ortaya çıkarırsa; Resul-i Ekrem Efendimizin ahlâkî hayâtı da o şekilde normal bir seyir içinde cereyan ediyordu. Öyle ki, her gören, Peygamberimizin o faziletle birlikte yaratıldığı kanaatine varırdı. Hiç kimse ondan o fazilete aykırı bir şeyin görüleceğine inanmazdı. O her zaman muhtaçlara yardım eder; zayıfları korur; tatlı sözlü, güler yüzlü bulunur; izzet ve vakarını muhafaza eder; tevazu ve hoşgörüsünü hiç kimseden esirgemezdi. Güneş nasıl ki, ALLAH'a inananın da, inanmayanın da üzerine doğarsa, Peygamberimizin dünyayı kaplayan şefkati de küçük-büyük, genç,ihtiyar, müslim-gayr-i müslim herkese aynı şekilde yayılırdı Peygamber Efendimizin Ahlakı Hakkında Örnekler Peygamber Efendimiz üstün kişiliği ve güzel ahlakı ile tüm müslümanlara örnektir. Hz Muhammed’in en önemli özelliği , başkalarına önerdiği öğütleri ve ahlak kurallarını önce kendi yaşamında uygulamasıdır. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ımız O’nun ahlâkını överek, şöyle buyurmuştur "Yâ Muhammed! Şüphesiz sen yüce bir ahlâk üzeresin" Peygamberimizin Doğruluğu peygamber efendimiz doğruluğun ve dürüstlüğün en güzel ve eşsiz örneklerinden idi. O çocukluğundan ölümüne kadar doğruluktan ayrılmamaş ve hiç yalan özelliğinden dolayı gençlik yıllarından itibaren O'na Muhammedü'l-Emîn» yani, Güvenilir Muhammed» denilirdi. Peygamber olduğu zaman Mekke halkını biraraya toplamış ve onlara Ey Kureyş halkı! Size bu dağın arkasından bir düşman ordusunun geldiğini söylesem bana inanır mısınız?» üzerine Mekke halkı Hepimiz inanırız, çünkü sen ömründe yalan söylemedin» diye cevap verdiler. Peygamberimizin Merhameti Efendimiz kalbi şefkat ve merhamet ile dolu idi o herzaman merhametli ve sevgi dolu bir insan Allah Kur'an-ı Kerim'de O'nun hakkında şöyle buyuruyor Ey Muhammed! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.» Peygamberimiz her döneminde sıkıntı ve acı çekmiş olmasına rağmen hiçbir zaman kimse için kötülük ve beddua O'nun ne kadar merhametli bir şahsiyet olduğunun en güzel insanlara ve diğer canlılara merhamet gösterenlere Yüce Allah'ın merhametle karşılık vereceğini bildirerek şöyle buyurmuştur Merhamet edenlere Allah da merhamet eder, siz yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsin.» Peygamberimizin Cömertliği Peygamberimiz çok cömert ve eli açık bir kişi gelen ve kendisinden birşey isteyen kimseyi boş sahiplerine herzaman yardım eder dağıtırdı. Ben ancak dağıtıcıyım, veren Allah'tır.» derdi. Bir gün Peygamberimize bir parça kumaş hediye edilmiş, O'da bunu kabul etmişti. Buna ihtiyacı da vardı. Yanında oturanlardan biri Bu ne iyi kumaş» deyince, Peygamberimiz kumaşı ona bıraktı. Eşi Hz. Aişe diyorkiPeygamberimiz, üç gün peşpeşe karnını doyurmamıştır. İsteseydi doyururdu. Fakat yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı tercih ederdi.» Peygamberimizin Misafirseverliği Peygamberimizi ziyaret eden O'nu görmeye gelen insan sayısı oldukça fazla her gelen misafirini en iyi şekilde ağırlar ve hizmet misafirlerle ilgili olarak şöyle buyurmuşturAllah'a ve ahiret gününe inanan misafirine ikram etsin.» Peygamberimizin İbadeti Peygamberimizin her işini belli bir düzen ve zaman içinde bir vaktini boş geçirmez ve ibadetinin zamanını hiç en sevgili kulu olmasına rağmen O'ndan çok korkar ve ahiret gününe etmekten çok hoşlanırdı öyleki geceleri namaz kılar hatta çok ayakta kaldığı zamanlarda ayakları bile şişerdi. Eşi Hz. Aişe O'nun bu durumunu görünce - Ey Allah'ın Rasûlü! Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde kendine niçin bu kadar zahmet ediyorsun? deyince, Peygamberimiz O'na şu cevabı vermiştir - Allah'a şükreden bir kul olmıyayım mı?» Peygamberimizin Çocuk Sevgisi Peygamber Efendimiz Çocukları çok sever ve şefkat ve Hz. Hüseyini öper gün yine Hz. Muhammed torunlarını öperken orada bulunan bir adam Şöyle dedi- Benim on çocuğum var, onların hiç birini öpmüş değilim. Peygamberimiz ona - Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz» buyurdu. Peygamberimiz, çocuklarla çok ilgilenirdi. Bir defa çocuklar arasında koşu düzenledi, kendisi de yarışın sona ereceği noktada durdu. Koşarak yanına gelen çocukları öptü ve kendilerine hediyelerini verdi. Peygamberimizin Aile Hayatı Peygamberimizin her açıdan örnek bir ailesi hanımlarına karşı çok nazik bir eş, çocuklarına karşı da şefkatli bir baba evi, dünyadaki aile yuvalarının en mutlusu idi. Bu yuvada kavga-gürültü yoktu. Huzur vardı. Peygamberimiz evde daima güler yüzle hareket eder, hanımlara karşı kırıcı söz söylemez, kaba davranışta bulunmazdı. O, müslümanların da aynı davranışta bulunmasını istemiş ve şöyle buyurmuştur Sizin en hayırlınız, kadınlarına karşı iyi davranandır.» Peygamberimizin Cesareti Peygamberimiz kutsal görevini yaparken büyük tehlikelerle karşılaştı. Düşmanlar O'nu öldürmek, İslâm güneşini söndürmek için korkunç plânlar yaptılar. Güçlü ordularla müslümanlara saldırdılar. Fakat Peygamberimiz bunların hiçbirinden yılmadı, ümitsizliğe kapılmadı, görevine devam etti. O, insanları İslâma dâvet ettiği zaman tek başına idi. İlk yıllarda müslümanlığı kabul edenlerin sayısı da azdı. Karşısında İslâm'ı yok etmek isteyenlerin sayısı çok, maddi güçleri fazla idi. Bunların yanında Peygamber efendimiz; Hastaları ziyaret eder, iyileşmeleri içir dua ederdi, Bir meclise gittiği zaman boş bulduğu yere otururdu, Dinlemesini, söylemekten fazla severdi, Güleceği zaman mübarek elini, mübarek ağzının üzerine koyardı, Ne yer, ne içerse hizmetçisine de aynısını verirdi, Vefat ederken son anlarında dahi "Elinizin altındakilere hizmetçi ve işçilere iyi davranmamızı, onların haklarını gözetmemizi ve namaza dikkat etmemizi" tavsiye buyurmuştu. Peygamber Efendimizin Ahlakı İle İlgili Kısa Olaylar Peygamberimiz Hazreti Muhammed Allah Korkusu;Peygamberimiz, alemlere rahmet olarak gönderilen son Peygamber olduğu halde Allah Tealadan, herkesten daha çok korkar ve Kıyamet günü acaba ne olacağım derdi. Peygamberimizin Allah Sevgisi;Kur-an’ı Kerim müminlerin Allah’ı her şeyden daha çok sevdiklerini Peygamberimiz Allah’ı herkesten daha çok severdi. Bunun için dir ki O, geceleri ayakları şişinceye kadar namazda dururdu. Peygamberimizin özelliklerinden biri de yüksek bir cesarete sahip oluşudur. O, insanları İslam’a davet ettiği zaman tek başına idi. İlk yıllarda Müslümanlığı kabul edenlerin sayısı da azdı. Karşısında İslam’ı yok etmek isteyenlerin sayısı çok, maddi güçleri fazla idi. İki Meleğin Haline Gülüyorum Bir gün Resulullah gülümseyerek göğe bakıyordu, bir adam Hazretin gülmesinin sebebini sorunca, Resulullah şöyle buyurdular “Evet göğe bakıyordum, iki meleğin hali beni güldürdü, onlar kendi yerinde ibadetle meşgul olan mümin bir kulun gece gündüz yaptığı ibadetlerinin mükafatını yazmaları için yeryüzüne indiler, fakat onu, hasta olduğundan dolayı ibadetgahında bulamayınca, göğe çıkıp, Hak Teala’ya şöyle arz ettiler “Ey Rabbimiz! Biz o mümin kulun ibadetini yazmak için her zamanki gibi onun ibadetgahına gittik, fakat onu orada bulamadık, hastalık yatağına düşmüştü.” Allah Teala, o meleklere cevabında şöyle buyurdu “O mümin kul, hastalık yatağında olduğu sürece, her gün ibadetgahında olduğu zaman ona yazdığınız her günün sevabı miktarınca ona sevap yazın. Hastalık yatağında olduğu müddetçe onun hayır amellerinin mükafatı bana aittir; onun mükafatını ben vereceğim. Sıraya Riayet Edin Hz. Ali şöyle buyuruyor “Bir gün Hz. Resulullah ayaklarının üzerine yorgan örtmüş ve istirahata çekilmişti. Bu arada Hasan su istedi. Resullullah hemen yerinden fırladı ve devemizden bir kaba biraz süt sağıp onu Hasan’a verdi. Bunu gören Hüseyin yerinden fırlayıp sütü almak istedi. Ama Resulullah ona mani olup sütü Hasan’a verdi. Bu arada durumu seyretmekte olan Fatıma Ya Resulullah! Güya Hasan’ı daha çok seviyorsun” dedi. Resulullah cevaben buyurdular ki Hayır öyle değildir. Benim Hasan’ı savunmamın sebebi, öncelik onun hakkı olduğu içindir. Çünkü O, daha önce su istemişti, sırayı riayet etmek gerekir. Yoksa kıyamet günü ben, sen, bu ikisi ve şu yerde yatan Ali hepimiz bir mekanda olacağız buyurdu. Rahmet Etmeyene Rahmolunmaz Ebu Hureyre dedi ki Resulullah huzurunda bulunuyorduk. Bu arada Hazret durmadan henüz küçük yaşta olan Hasan ve Hüseyin’i öpüyordu. Hazret’in bu hareketini gören Uyeyne “Ya Resulullah benim on çocuğum vardır. Ben şimdiye kadar onların hiçbirini asla öpmemişim” dedi. Hazret bu sözü duyunca çok sinirlendi, öyle ki çehresinin rengi değişti ve Kim rahmetmezse, ona rahmolunmaz; eğer Allah rahmeti kalbinden almışsa, benim sana yapacak bir şeyim yoktur; kim, küçüklerimize rahmetmez, büyüklerimizi de saymazsa, o bizden değildir” buyurdu. Resulullah Ağlaması Resulullah Ümmi Seleme’nin evinde bulunduğu bir gece yarısı uykudan kalkıp evin karanlık bir köşesinde dua ve ağlamakla Allah’a yalvarıp yakarmakla meşgul oldu. Ümmi Seleme, Resulullah yatağında görmeyince, kalkıp onu aramaya koyuldu. Bir de baktı ki Resulullah evin karanlık bir köşesinde durup ellerini göğe kaldırmış, ağlayarak Allah’a şöyle yalvarıp yakarıyor Allah’ım! Bağışladığın nimetleri benden esirgeme. Beni, düşmanların gülüş vesilesi kılma, kıskançları bana musallat etme. Allah’ım! Beni kurtardığın kötülük ve çirkinliklere geri çevirme. Allah’ım! Beni hiçbir zaman ve hiçbir an kendi başıma bırakma; kendin beni her şeyden ve her afetten koru. Ümmi Seleme Resulullah bu durumunu görünce, ağlayarak kendi yerine döner. Resulullah Ümmi Seleme’nin ağlama sesini duyunca, ona doğru gidip ağlamasının sebebini sorur. Ümmi Seleme Ya Resulullah! Senin ağlaman beni ağlattı. Sen neden ağlıyorsun? Siz Allah katında olan onca büyük makam ve yakınlığınıza ve Allah’ın geçmiş ve gelecek bütün kusurlarınızı affetmesine rağmen Allah’tan böyle korkuyor, sizi düşmanların gülüş vesilesi kılmamasını, kurtardığı kötülük ve çirkinliklere geri çevirmemesini, bir an bile kendi başınıza bırakmamasını istiyorsunuz, o halde vay bizim halimize! der. Resulullah ona cevabında Nasıl korkmayayım, nasıl ağlamayayım, nasıl kendi akıbetimde endişelenmeyeyim, nasıl kendi makam ve mevkime güveneyim! Oysa ki Allah Teala, Hz. Yunus’u bir an kendi haline bıraktı ve onun başına, gelmemesi gereken şeyler geldi!” buyurdu. Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı İle İlgili Ayetler Peygamber Efendimizin Ahlakı İle İlgili Ayetler den bazıları Allah inşallah bizleri Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed gibi güzel Ahlaklı kullarından yapar... -Su buzu erittiği gibi, güzel ahlakta günahları eritir yok eder; sirke balı bozduğu gibi kötü ahlakta ameli bozar. -Allah’ım beni güzelleştirdiğin gibi ahlakı mı da güzelleştir -Hz. Aişe Validemize sav’in ahlakı sorulduğu zaman “Siz hiç Kuran okumuyor musunuz. Onun ahlakı kurandı. cevabını vermiştir. -Kuran ahlakı; Yüce Mevla’mızın Kuranı Kerimde bize bildirdiği, Hz. Peygamber sav’inde bizzat yaşayarak örnek olduğu ahlaktır. -Şüphesiz sen yüce bir ahlak üzeresin Kalem Suresi 4 -Zaten o, yeryüzünde bulunuş maksadını, Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim ” buyurarak net olarak ifade ediyordu. -Andolsun size bir Peygamber geldi ki sizin sıkıntıya uğramanız onu incitir ve üzer. Çünkü o size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir. Tevbe Suresi 128 - Rasulüm biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik Enbiya Suresi 107 - Andolsun ki Rasulullah sizin için, Allah’a ve ahıret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir Ahzab Suresi 21 Alemlere rahmet olarak gönderilen o Yüce Rasul güzel ahlak konusunda şöyle buyurmuştur - Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim -Sizin en hayırlınız ahlakça en güzel olanınızdır -Kişi güzel ahlakı ile geceleri ibadetle gündüzleri oruçla geçirenin derecesine yükselir Peygamber Efendimizin Güzel Ahlakı İle İlgili Hadisi Şerifleri “ Allah’a takva ve güzel ahlak.” En ziyade neyin insanları cennete sokacağını soruyorlar. Tirmizi, Birr 62, kutub-ı sıtte, 16. Cilt , sf. 329 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer. Tirmizi; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlaktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder" Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 15/9 İmanın kemali, güzel ahlakladır. Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 344/4 Güzel ahlak hataları eritir. Suyun buzu erittiği gibi. Fena ahlak ta ameli bozar. Sirkenin balı bozduğu gibi. Abbas Ramuz el-Hadis "Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz." Bezzar, Ebu Yala, Taberani; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 111 "Allah Teala kolaylık gösteren ve güler yüzlü kişiyi sever." Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998,, Peygamber Efendimiz sav’in Sevgi, Merhamet ve Adalet ile İlgili Sözleri “ Kardeşini güler yüzle karşılaman, kendi kovandan kardeşinin kabına su vermen de birer maruftur.” Tirmizi, Hz. Cabir’den rivayet etti kutub-ı sıtte, 2. Cilt “ Mümin kişi, diğer mümine karşı duvar gibidir, birbirlerini takviye ederler.” Nesai kutub-ı sıtte, 2. Cilt , Sf. 374 Size vermekte olduğu nimetlerinden ötürü Allah'ı sevin, beni de Allah beni sevdiği için seviniz. Tirmizi; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 4. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, Ebü Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Kendisini doğrudan ilgilendirmeyen şeyi terketmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır." Tirmizî, Zühd 11. Ayrıca bk. İbni Mace, Fiten 12 Rivâyete göre, Nebî Salla'llahu aleyhi ve sellem'e bir kişi Yâ Resûlu'llah! Bana nasîhat buyur, temennîsinde bulundu. Resûl-i Ekrem Gazablanma titizlenme sakın. buyurdu. Bunun üzerine o kişi, Resûl-i Ekrem'e tekrar tekrar nasîhat temennîsinde bulundu her def'asında Resûl-i Ekrem Gazablanma, buyurdu. Ebu Hureyre, Ehli Sünnet Hadis Sitesi hadis nedir, hadisler hadis-i &254;erif nedir kütüb-i sitte es-sahih buhari hadis rivayetleri hadis siteleri - Ehli Sünnet Hadis Sitesi Kütüb-i Sitte Kur'an-i Kerim Tefsir Rabbim bana dokuz şey emretti Gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkmamı, öfke ve rıza halinde de adaletli söz söylememi, fakirlikte de zenginlikte de iktisat yapmamı, benden kopana da sıla-ı rahim dostluk yapmamı, beni mahrum edene de vermemi, bana zulmedeni affetmemi, susma halimin tefekkür olmasını, konuşma halimin zikir olmasını, bakışımın ibret olmasını, marufu doğru ve güzel olanı emretmemi. Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317 Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle. Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317 Her nerede olursan ol Allah'tan ittika et ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder. İnsanlara iyi ahlakla muamele et. Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 328 "İnsanlara güzel ahlakla muamelede bulun. İbni Kesir, Sire, 4194-195; Salih Suruç, Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Yeni Asya Yayınları, İstanbul, 1998, Peygamberimiz sav, Yemen'e gönderdiği elçilerine şunları tavsiye etmiştir "Sirke balı bozduğu gibi, kötü huy da ameli ifsad eder." İbn Hıbban; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 111 Müminin şerefi dini, asaleti güzel ahlakı, mürüvveti de aklıdır. İbn Hıbban, Hakim; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 111-112 Rıfk yumuşaklık, mülayimlik bir şeye girdi mi, onu mutlaka tezyin eder, bir seyden de çıkarıldı mı, onu mutlaka kusurlu kılar. Kütüb-i Sitte, Prof. Dr. İbrahim Canan, cilt 7, s. 292 Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlaktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder" Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 15/9 İmanın kemali, güzel ahlakladır. Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 344/4 Güzel ahlak hataları eritir. Suyun buzu erittiği gibi. Fena ahlak ta ameli bozar. Sirkenin balı bozduğu gibi. Abbas Ramuz el-Hadis "Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz." Bezzar, Ebu Yala, Taberani; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 111 "Allah Teala kolaylık gösteren ve güler yüzlü kişiyi sever." Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998,, "Her nerede olursan ol Allah'tan ittika et ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder. İnsanlara iyi ahlakla muamele et." Hz. Ebu Zerr Tirmizi, Birr 55 Kütüb-i sitte, 16. Cilt , sf. 328 Kuran'da Peygamber Kıssaları Allah tarih boyunca yaşamış olan tüm toplumlara kendi dinini tebliğ edecek Peygamberler göndermiştir Kuran'da da dikkat çekildiği gibi, bu Peygamberlerin tüm davranışları, ahlaki özellikleri, müminler için örnektir Allah, müminlere Peygamberleri örnek almayı tavsiye etmiştir Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır Ahzab Suresi, 21 Bu nedenle de her mümin, Kuran'da Peygamberlerle ilgili bildirilen herşeyi dikkatle inceleyerek, onların yaşamlarını, gösterdikleri güzel ahlak örneklerini, Allah'a olan derin bağlılıklarını öğrenmelidir Ki böylece dünya üzerinde yaşamış olan en kıymetli insanların üstün ahlakına talip olabilsin… Ayrıca Kuran'da Peygamberle ilgili olarak anlatılan her olay kuşkusuz tüm müminlerin hayatı için de aydınlatıcı ve yol göstericidir Çünkü "yoksa sizden önce gelip geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?" Bakara Suresi, 214 ayetinin hükmüne göre, Peygamberlerin ve beraberindekilerin yaşadıklarının benzerlerini, onların izindeki müminler de yaşamaya devam edeceklerdir ]Bu nedenle Kuran'da anlatılan Peygamberlerin yaşam şekillerini dikkatli bir şekilde incelemek, mümine büyük yarar sağlayacaktır Allah Kuran'da, Peygamber kıssalarının "temiz akıl sahipleri" için ibretler içerdiğini bildirmektedir Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır Bu Kuran düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir Yusuf Suresi, 111 HER KAVME PEYGAMBER GÖNDERİLMİŞTİR Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın Fatır Suresi, 24 Andolsun, Biz her ümmete "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" diye tebliğ etmesi için bir elçi gönderdik Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün Nahl Suresi, 36 Kendisi için bir uyarıcı olmaksızın, biz hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmış değiliz Şuara Suresi, 208 HER KAVME KENDİ LİSANIYLA PEYGAMBER GÖNDERİLMİŞTİR Biz hiçbir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir İbrahim Suresi, 4 Andolsun, Biz senden önce elçiler gönderdik; onlardan kimini sana aktarıp-anlattık ve kimini anlatmadık Herhangi bir elçiye, Allah'ın izni olmaksızın bir ayeti getirmek olacak şey değildir Allah'ın emri geldiği zaman hak ile hüküm verilir ve işte burada hakkı iptal etmekte istekli olanlar hüsrana uğramışlardır Mümin Suresi, 78 PEYGAMBERLERİN GÖNDERİLİŞ AMACI Biz elçileri müjde vericiler ve uyarıp-korkutucular olmaktan başka bir nedenle göndermiyoruz Şu halde kim iman ederse ve davranışlarını düzeltirse, artık onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır Enam Suresi, 48 Bu, halkı habersizken, Rabbinin ülkeleri zulüm ve helak edici olmadığındandır Enam Suresi, 131 Biz seni ancak bütün insanlara bir müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik Ancak insanların çoğu bilmiyorlar Sebe Suresi, 28 Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak gönderildi Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı savunacak delilleri olmasın Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir Nisa Suresi, 165 PEYGAMBERLERE İTAAT VE MÜKAFATI Ey iman edenler, Allah'tan sakınıp-korkun ve O'nun elçisine iman edin, size kendi rahmetinden iki kat güzel karşılık versin Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir Hadid Suresi, 28 Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız Al-i İmran Suresi,132 İman edip salih amellerde bulunanları karanlıklardan nura çıkarması için Allah'ın apaçık ayetlerini size okuyan bir elçi de gönderdik Kim iman edip salih bir amelde bulunursa, Allah onu içinde süresiz kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar Allah, gerçekten ona ne güzel bir rızık vermiştir Talak Suresi,11 Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve elçisine çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü "İşittik ve itaat ettik" demeleridir İşte felaha kavuşanlar bunlardır Kim Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederse ve Allah'tan korkup O'ndan sakınırsa, işte 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenler bunlardır Nur Suresi, 51-52 Ey Ademoğulları, içinizden size ayetlerimi haber veren elçiler geldiğinde, kim sakınırsa ve davranışlarını düzeltirse işte onlar için korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır Araf Suresi, 35 Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği Peygamberler, doğrular ve doğrulayanlar, şehidler ve salihlerle beraberdir Ne iyi arkadaştır onlar Nisa Suresi, 69 Peygamber'e İtaat Allah'a İtaattir Kim Resûl'e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik Nisa Suresi, 80 Peygamberler İnsanlardan Karşılık Beklememiştir İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy De ki "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum O Kur'an, alemlere bir 'öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir" En'am Suresi, 90 Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu iman edecek değildir Oysa ki sen buna karşı onlardan bir ücret de istemiyorsun O, alemler için yalnızca bir 'öğüt ve hatırlatmadır' Yusuf Suresi, 103-104 Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi "Ey kavmim, elçilere uyun" dedi "Sizden ücret istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir" Yasin Suresi, 20-21 Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik De ki "Ben buna karşılık, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen insanlar olmanız dışında sizden bir ücret istemiyorum" Furkan Suresi, 56-57 De ki "Size bir tek öğüt veriyorum "Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam etmeniz, sonra düşünmeniz Sizin sahibiniz veya arkadaşınız olan Peygamberde hiçbir delilik yoktur O, yalnızca sizi, şiddetli bir azabın öncesinde uyarandır" De ki "Ben sizden bir ücret istemişsem, artık o sizin olsun Benim ecrim ücretim, yalnızca Allah'a aittir O, herşeye şahid olandır" Sebe Suresi, 46-47 PEYGAMBERLERİN KARŞILAŞTIKLARI GÜÇLÜKLER KARŞISINDA SABRETMELERİNİ ÖĞÜTLEYEN AYETLER Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır Sabret; senin sabrın ancak Allahın yardımı iledir Onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme Nahl Suresi, 125-127 Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş belirlenmiş bir süre ecel olmasaydı muhakkak yıkım azabı kaçınılmaz olurdu Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et yücelt Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin Taha Suresi, 129-130 Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın Gerçekten biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz Yasin Suresi, 76 Onların hidayete ermesi, senin üzerinde bir yükümlülük değildir Ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir Hayır olarak her ne infak ederseniz, kendiniz içindir Zaten siz, ancak Allah'ın hoşnutluğunu istemekten başka bir amaçla infak etmezsiniz Hayırdan her ne infak ederseniz -haksızlığa zulme uğratılmaksızın- size eksiksizce ödenecektir Bakara Suresi, 272 Kesin olarak biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor Doğrusu onlar, seni yalanlamıyorlar, ancak zalimler, Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar En'am Suresi, 33 Sen, onlara karşı hüzne kapılma ve kurdukları tuzaklardan dolayı sıkıntı içinde olma Neml Suresi, 70 Sen, artık Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık olan hak üzerindesin Çünkü gerçekten sen, ölülere söz dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere söz dinletebilirsin, işte Müslüman olanlar bunlardır Neml Suresi, 79-81 Bunlar, apaçık olan Kitabın ayetleridir Onlar mü'min olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin öyle mi? Dilersek, onların üzerine gökten bir ayet mucize indiririz de, ona boyunları eğilmiş kalıverir Şuara Suresi, 2-4 Ey Peygamber, kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla "İnandık" diyenlerle Yahudiler'den küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak tutanlar haber toplayanlardır Onlar, kelimeleri yerlerine konulduktan sonra saptırırlar, "Size bu verilirse onu alın, o verilmezse ondan kaçının" derler Allah, kimin fitneye düşmesini isterse, artık onun için sen Allah'tan hiçbir şeye malik olamazsın İşte onlar, Allah'ın kalplerini arıtmak istemedikleridir Dünyada onlar için bir aşağılanma, ahirette onlar için büyük bir azab vardır Maide Suresi, 41 Onların demelerine karşı sen sabret ve onlardan güzel bir ayrılma tarzıyla düşünce ve eylem bakımından köklü bir tutum ile kopup-ayrıl Mümezzil Suresi, 10 Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme Şüphesiz o alay edenlere karşı biz sana yeteriz Ki onlar, Allah ile beraber başka ilahları ortak kılmaktadırlar; onlar yakında bilip-öğreneceklerdir Andolsun, onların söylemekte olduklarına karşı senin göğsünün daraldığını biliyoruz Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et Hicr Suresi, 94-99 Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir Kasasl Suresi, 56 PEYGAMBERLERE İTAATSİZLİK VE CEZASI Allah'ı ve elçilerini tanımayıp inkar eden, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyen, "Bazısına inanırız, bazısını tanımayız" diyen ve bu ikisi arasında bir yol tutturmak isteyenler İşte bunlar, gerçekten kafir olanlardır Kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır Nisa Suresi, 150-151 Gerçekten Allah'a ve Resûlü'ne karşı başkaldıranlar, kendilerinden öncekilerin alçaltılması gibi alçaltılmışlardır Oysa Biz apaçık ayetler indirdik Kafirler için küçültücü bir azap vardır Mücadele Suresi, 5 Ülkelerden niceleri vardır ki, Rablerinin ve O'nun elçilerinin emrine karşı gelip azmışlar, böylece Biz de onları çetin bir hesaba çekmişiz ve onları benzeri görülmedik bir azapla azaplandırmışız Talak Suresi, 8 Kim Allah'a ve elçisine isyan eder ve onun sınırlarını aşarsa, onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar Onun için alçaltıcı bir azab vardır Nisa Suresi, 14 Sonra birbiri peşisıra elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar Böylece biz de onları yıkıma uğratıp yok etmede kimini kiminin izinde yürüttük ve onları tarihin anlatıp aktardığı bir olay kıldık İman etmeyen kavim için yıkım olsun Müminun Suresi, 44 KAYNAK >> Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Kıssaları Peygamber Efendimizin Ahlakı İle İlgili Kıssalar Peygamber efendimizin tüm müminlere örnek olması gereken güzel ahlakı ile ilgili kıssalar Rahmet Etmeyene Rahmolunmaz Ebu Hureyre'den rivayetle Resulullah huzurunda bulunuyorduk. Bu arada Hazret durmadan henüz küçük yaşta olan Hasan ve Hüseyini öpüyordu. Hazretin bu hareketini gören Uyeyne “Ya Resulullah benim on çocuğum vardır. Ben şimdiye kadar onların hiçbirini asla öpmemişim dedi. Hazret bu sözü duyunca çok sinirlendi, öyle ki çehresinin rengi değişti ve “ Kim rahmetmezse, ona rahmolunmaz; eğer Allah rahmeti kalbinden almışsa, benim sana yapacak bir şeyim yoktur; kim, küçüklerimize rahmetmez, büyüklerimizi de saymazsa, o bizden değildir buyurdu. Ebu Hüreyre ra ise Hz. Muhammed sav'in güzel ahlakını şöyle açıklamıştır "Allah Resulü'nün elini birisi tuttuğunda o kişi elini bırakmadıkça, Resulullah elini çekmezdi. Kendisiyle konuşan herkese karşı yüzünü döndürür, konuşan lafını bitirmeden çehresini çevirmezdi" Allah Beni Zulmetmek İçin Göndermemiştir Emir-ül Müminin Hz. Ali 'den rivayetle "Bir Yahudi'nin Resulullah bir kaç dinar alacağı vardı, Hazret'ten o parayı istedi. Resulullah "Ey Yahudi! Şimdi yanımda sana verecek bir param yoktur." buyurdu. Yahudi "Ey Muhammed! Paramı vermedikçe senden ayrılmayacağım!" dedi. Resulullah cevaben "Bu durumda ben de seninle birlikte otururum!" buyurdular. Resulullah onunla birlikte oturdu; öyle ki öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarını da orada kıldı. Resulullah ashabı o Yahudi'yi tehdit etmeye başladılar. Resulullah onlara bakıp şöyle buyurdu "Onunla ne işiniz vardır?" Ashap "Ey Resulullah! Bu Yahudi seni hapsetmiştir!" Resulullah onların cevabında "Allah Teala beni, bir zimmi veya başka birisine zulüm yapmak için mebus etmemiştir." buyurdular. Gün yükseldiğinde o Yahudi adam şöyle dedi "Allah'tan başka bir ilah olmadığına ve Muhammed'in de O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ediyorum; malımın bir şatrı yarısı Allah yolu içindir. Allah'a andolsun ki, sana karşı böyle davranmam, sırf senin Tevrat'taki vasfını sende görmem içindi. Ben senin Tevrat'taki vasfını okumuştum. Onda şöyle yazılmıştı "Abdullah oğlu Muhammed Mekke'de dünyaya gelecektir, Teybe'ye Medine'ye hicret edecektir, sert ve katı kalpli değildir, sövüş etmez ve çirkin söz ağzına almaz." Ben Allah'tan başka bir ilahın olmadığına, senin de O'nun elçisi olduğuna şehadet ediyorum. Bu benim malımdır, Allah nerede emretmişse, onu orada harca." Ya'la İbnu Mürre ra ise şöyle anlatır "Bir grup ashab, Resulullah ile birlikte aleyhissalatu vesselam'ın davet edildiği bir yemeğe gittiler. Yolda torunu Hüseyin'e rastladılar, çocuklarla oynuyordu. "Resulullah sav çocuğu görünce ilerleyip cemaatin önüne geçip onu tutmak için ellerini açtı. Çocuk ise sağa sola kaçmaya başladı. Resulullah da onu takliden sağa sola koşarak, tutuncaya kadar peşinde koştu. Yakalayınca ellerinden birini çenesinin altına diğerini de ensesine koyup öptü ve 'Hüseyin bendendir. Ben de Hüseyindenim. Kim Hüseyin'i severse Allah da onu sevsin. Hüseyin sıbtlardan bir sıbttır torun' buyurdu

peygamber efendimizin güzel ahlakı ile ilgili kıssalar